Kitap Fuarından oğluma saklamak için aldığım "Küçük Prens" 'i kendim iki günde heyecanla okuyup bitirdim. Çok anlamlı, duygusal, yeryer hayat dersleri veren, akıcı, okuması kolay, çocukların hiç sıkılmayacağı, ebeveynlerinde seveceği,unutulmayacak, çıkarıp çıkarıp okuyacağımız bir başucu kitabı. Bu kitap üzerine çok fazla yorum yapılmış, Küçük Prens karakteri gönüllere taht kurmuş, resimleri odalara poster olmuş, hayranları çokmuş, kendimce tanımakta geç kalmışım. Şimdi iyikilerimde....
"Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek zorundayım"
Küçük Prensi bitirdikten sonra küçük kuzenimin kitaplığında karşıma çıkan, yazarının Sevim Ak olduğu, hakkında hiç bir bilgim olmadığı, sadece kapak resminin bile ilgimi çektiği "Domates Saçlı Kız" çocuk kitabını okumaya başladım. Şuan her sayfasını bir sonraki sayfasında neler olacağını merak ederek okuyorum, Sevim Hanım'ın yazı dili gerçekten eğlenceli, kitabı elinizden bırakmak istemiyorsunuz.
Kasabanın birinde geveze iki karga Tiktak ve Tıktık'ın çevredeki esnaf, turistler tarafından dikkat çekmesiyle, bu kadar çok ne konuşabildiklerinin merak edilmesiyle başlıyor hikaye. Aslında o iki karga, kimselere görünmeden girdikleri evlerden, ofislerden çaldıkları dergileri, gazeteleri, mektupları belgeleri okuyup, konuşuyorlarmış. Günün birinde bir kargalog, kargaların konuşmalarını tek sözcüğü bile kaçırmadan kendi diline çevirmeye başlamış. Ortaya ne mi çıkmış? Yetiştirme yurdunda kalan çocukların öyküsü... Bu öykü beni bu zor ve kara günlerde daha da derinden etkiledi